Duyu Bütünleme Terapisi

Duyu bütünleme terapisi bir ergoterapist/uğraşı terapisti olan Jean Ayres tarafından 1920 yılında ortaya atılmıştır. Jean Ayres büyüme çağında iken  günlük yaşamdaki duyusal girdilerle ilgili zorluklar yaşamış ve bu zorluklar onun yaşıtları gibi öğrenmesini olumsuz yönde etkilemiştir. Çocukluğunda yaşadığı bu zorluklardan dolayı Ayres kendisi gibi günlük yaşam becerilerinde eksiklikler olan bireyleri anlamak için bu alanda çalışmalar yapmaya başlamıştır.

Her gün yaşadığımız dünyanın farkına varmak, çevremizde gerçekleşen olaylara tepkiler vermek, öğrenmek, çevremizde olan her şey ve herkes ile etkileşime geçebilmek için duyularımızı kullanırız. Tüm bunları yapmamızı sağlayan duyular; Görme, İşitme,Dokunma,Tat,Koku,Denge ve Hareket duyumuz (Vestibuler duyu) ile Kas ve eklem duyumuz (Propriosepsiyon)  olarak sınıflandırılır. Denge ve hareket duyumuz uzay boşluğunda nerede olduğumuzu ve başımızın yerçekimine göre nerede olduğunu bilmemizi sağlarken, kas ve eklem duyumuz bize ne kadar kuvvet uyguladığımızı ve vücut uzuvlarımızın vücudumuza göre nerede olduğunu bilememizi sağlar. Bütün bu duyular bize kendi vücudumuz ve çevre hakkında bilgi sağlar. Beynimizin gelen duyusal bilgileri düzenlediği ve yorumladığı bu sürece Duyu Bütünleme denmektedir.

İnsanların çoğunda duyu bütünleme çocukluk çağlarında yaşanan tipik deneyimlerle gelişir. Çocukluk çağında yaşanan duyusal deneyimler sayesinde bilgiyi alma, yorumlama, kullanma ve uygun cevap oluşturma becerisi gelişir. Örneğin çocuklar, koşma,  salıncakta sallanma, yuvarlanma, kaydıraktan kayma gibi aktiviteler ile vücutlarının uzaydaki konumu hakkında bilgi kazanırlar. Edinilen bu bilgiler onların dünyayı daha kolay ve güvenilir bir biçimde keşfetmelerini sağlar. Örneğin;  arabaların da geçtiği bir caddeden karşı karşıya güvenli bir şekilde geçmek. Bununla birlikte bazı çocukların duyusal bilgiyi düzenleme becerisi olması gerektiği gibi gelişmeyebilir. Ve bunun sonucu olarak, oyun, giyinme, yemek yeme ve sakin durabilme gibi günlük yaşam aktivitelerinde zorluklar ile karşılaşılabilir. Bu durum çocukta duyu bütünleme ile ilgili problemler olduğunu gösterir. Bu problem sıklıkla duyu bütünleme bozukluğu ya da duyusal işlemleme bozukluğu olarak tanımlanır.

Yaygın Görülen Duyusal Problemler

  • Dikkat dağınıklığı
  • Öğrenme güçlüğü
  • Motor becerilerde gecikme
  • Kendini kontrol etme ile ilgili güçlükler
  • Davranış problemleri (negatif veya aşırı inatçılık vb.)
  • Aşırı tepkisellik
  • Seslere karşı aşırı duyarlılık
  • El-göz koordinasyonunu sağlayamama
  • Denge problemleri
  • Postüral kontrolde zorlanma
  • Konuşma problemleri (konuşmada gecikme, kekeleme vb.)
  • Genel günlük yaşam aktivitelerini ( giyinme, yemek yeme, ödev yapma vb.) yaparken zorlanma

Duyusal işlemleme bozukluğu (duyu bütünleme bozukluğu) olan çocuklarda yukarıda ki problemlerden biri veya daha fazlası gözlemlenebilir. Duyu bütünleme bozuklukları;  tipik bir fonksiyonelliğe sahip çocuklarda, otizm spektrum bozukluğu, serebral palsi, down sendromu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, öğrenme güçlükleri ve diğer nörolojik durumlarda görülmektedir. Duyu bütünleme bozuklukları özelliklerine ve yoğunluğuna göre her çocukta farklı gözlenir. Ergoterapistler duyu bütünleme terapisi ile çocuk ve çevreyi doğru bir uyum içinde değerlendirip, çocuklara çeşitli duyusal deneyimleri kazandırmayı hedefler. Terapi çocuğun gelişimi sırasında ki özel ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak için ergoterapistler tarafından bireyselleştirilir.