LUPUS (SİSTEMİK LUPUS ERİTEMATOZUS, SLE)

Tam adı sistemik lupus eritematozus olan bu hastalık büyük ölçüde 15-40 yaş arasındaki kadınlarda görülür. Lupusluların yüzde 85’i kadındır. Hastalığın nedeni henüz tam olarak anlaşılamamıştır.

Lupus tıpkı romatoit artrit gibi bir bağışıklık sistemi bozukluğu hastalığıdır. Bazen başka sebeplerle alınan ilaçlar lupus belirtilerine yol açar. Bu ilaçlar arasında klorpromazin, hidralazin, izoniyazit, metildopa, prokainamit ve kinidin sayılabilir.

En yaygın belirti hastaların %90’ında görülen eklem ağrılarıdır. Hastaların bir kısmında akciğer zarında, böbreklerde, kalpte yada beyinde iltihaplanmalar ortaya çıkar ve bu biçimiyle lupus öldürücü bile olabilir. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye büyük değişkenlik gösterir. Bazı vakalar önemsiz, bazıları ciddidir. Lupus en büyük hasarı böbrekler üzerinde yapar.

Lupusun tedavisinde kullanılan ilaçların çok ciddi yan etkileri vardır. Hastalığın geriletilmesinin vereceği faydanın yanında tedavide kullanılan ilaçların yan etkileri hasta ve tedavi ekibini uğraştırabilir.


Belirtiler :

En yaygın belirti eklem ağrısıdır; ama ateşe ve döküntülere de sık rastlanır. Lupusa yakalananların yaklaşık yarısında yanaklardan buruna doğru kelebek biçiminde tipik bir döküntü görülür. Bu döküntü güneşte kalmaya bağlı olarak ortaya çıkabilir. Diğer belirtiler arasında halsizlik, kilo kaybı, isteksizlik ve iştah kaybı sayılabilir. Hafif seyreden nispeten zararsız lupusta tedavi gerekmeyebilir ya da küçük müdahaleler yeterli olabilir. Saç dökülmesi de sık görülür ve bazı hastalarda yara yada döküntü gelişebilir. Kalpte, akciğerde ve karnı saran zarlarda iltihaplanmalar olabilir. Kalp zarında iltihaplanma tedavi edilmezse, kalp yetersizliği gelişebilir. Konjunktivit, ışığa hassasiyet ve bulanık görme gibi göz sorunları da ortaya çıkabilir. Lupuslu bazı hastalarda kalın bağırsak sorunları, ayrıca psikoz, havale, inme ve halüsinasyon gibi nörolojik sorunlarla karşılaşılabilir. Böbrek yetmezliği lupusun en önemli komplikasyonudur.


Nasıl teşhis edilir?

Lupus teşhisi koymak bazen güç olabilir. Doktor antinükleer antikorların bulunup bulunmadığını saptamak için bir kan tahlili isteyecektir. Bu antikorlar hemen her zaman lupusun göstergesidir (ama lupus bulunmayan kişilerin yüzde 1-5’inde de aynı antikorlar saptandığından, testin dikkatle yorumlanması gerekir). Yapılabilecek diğer tahliller arasında hemoglobin, akyuvar ve trombosit düzeylerindeki düşmeyi belirlemeye yönelik kan sayımı, anti-DNA ve anti-Sm, ayrıca idrar tahlili ve böbrek fonksiyon testleri sayılabilir. Döküntü, ışığı duyarlılık, ağızda ülser ve eklem iltihabı gibi 11 ölçütten dördünün ya da fazlasının saptandığı kişiler muhtemelen lupusludur.


Tedavi nasıldır?

Lupus vücudun değişik sistemlerini etkileyebilir ve değişik şiddetlerde ortaya çıkabilir;bu sebeple tedavi de duruma göre değişir. Nispeten hafif lupusta tedaviye pek gerek yoktur. Deri güneşten dikkatle korunmalı yada gerektiğinde kortikosteroit içeren ilaçlar sürülmelidir. Dinlenme ve NSAID’ler eklem ağrısını gidermek için yeterli olabilir. Az yağlı ve tuzlu beslenme de yararlıdır. Sigara lupusun etkilediği kan damarlarında iltihabı artırdığından özellikle zararlıdır. Ayrıca düzenli egzersiz yaparak eklemlerin ve kasların çalışması sağlanalıdır.

Döküntü yada daha ciddi eklem sorunları varsa, sıtma ilaçları ve kortikosteroitler gerekebilir. Lupus hayati organları (böbrek, kalp, akciğerler, beyin) etkilenmişse, kortizon tedavisi, bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi ve hidroksiklorokin tedavisi gerekebilir. Bütün bu tedavilere rağmen lupus tedavisi zor bir hastalıktır. Birçok hasta da ciddi iç organ tutulmasına bağlı olarak hayatı tehdit edici tablolar ortaya çıkabilir.